500-TL üstü alışverişlerinizde Kargo BEDAVA!

Kendini Aldatan Millet

2020-03-29 00:09:46

Birkaç gündür iyice yoğunlaşan sosyal medya mesajları… “Hocam virüs hakkında bir şey yazmalısınız.” Son bir aydır sorulanlara bakıyorum, bana gönderilen videoları izliyorum. Çoğu muhafazakar veya dindar denilebilecek yazarların, yorumcuların televizyonlarda veya sosyal medyada virüs hakkında yaptıkları yorumlar, verdikleri bilgiler… Sadece üzülüyorum. Biz, neden kendimizi aldatmayı bu kadar çok seviyoruz?

 

İlk günlerde bu virüsü ABD’nin Çin’i dize getirmek için çıkardığını söylemişler. Sonra iş boyut değiştirmiş, Küreselciler’in Ulusalcılar’a karşı bir oyunu olduğu tezi ortaya sürülmüş. Nihayet ABD virüsten en fazla etkilenen ülke olunca bu kez Çin’in ABD’yi dize getirmek için operasyon yaptığını anlatıyorlar. Birbirlerini yalanlayan üç ayrı tezin üçüne de inanıyor milletimiz.

 

Daha virüsün ne olduğunu tanımlayamamışken strateji uzmanları Korona kitapları çıkarmışlar bile. Büyük Resim, büyük üstadların kaleminden okunacak ve herkes aydınlanacak. Yapmayın sevgili arkadaşlar, çok fazla cahil olduğumuzu göstermek için kitap yazmamıza gerek yok, boş bir sayfa da yayınlasanız anlaşılır cehaletiniz. Millete korku salmak, saçma sapan tezlerinizle ilgi budalası haline gelmek, sosyal medyada şan şöhret kapmak pahasına aptallaştırmayın kitleleri.

 

Yarını Kaçırmak Vebaldir başlığıyla yazdığım geleceğe dair yenilikleri hatırlayanınız var mı? Orada çizilen dünya Üst Aklın, Küresel Hükümet’in gizli gündemi falan değildi. Yaklaşmakta olan yeni dünyayı, bu dünyayı inşa edecek unsurları, yapay zekayı, kuantum teknolojiyi, yeni devlet modellerini, eğitim sistemini, çalışma hayatını tartışmıştık. O yazının içeriğini ne ezoterik yapılarla diyalog kurarak ne de servet sahibi büyük ailelerinin sır odalarına gizlice girerek yazdım ben. Çok basit: dünyayı birazcık takip etseniz, nedir, Davos’ta konuşulan dünya gündemini, G-20 Zirvelerinin içeriğini, başta ABD olmak üzere teknolojide, bilimde, finansal sistemlerde yaşanan gelişmeleri, medyanın uğrayacağı dönüşümü, eğitim sistemi ve adliyenin evirileceği yeni konsepti okusanız… Birkaç aydır “gizli gündem” diye size pazarlanan ve “vay anasını” dediğiniz şeylerin aslında ayan beyan oturumlarda tartışılan, iyileştirilmeye çalışılan, dünyanın gittiği yer olduğunu bileceksiniz. “Biliyor musun, derimizin altına çip yerleştireceklermiş, Bill Gates bunu söylüyormuş.”, “Artık okul olmayacakmış, uzaktan eğitim verilecekmiş.”, “Devletin rolü ortadan kaldırılacak, minimuma indirilecekmiş.”

 

Demeyin yahu! Hiç mi kitap okumuyoruz? Hiç mi hakikaten gazete okumuyoruz? Bağlı bulundukları siyasi cenaha kölelik yapan Türk medyasından kafamızı kaldırıp dışarıdaki yayınlara hiç mi göz atmıyoruz? Bu neyin şaşkınlığı, bu neyin hayreti?

 

Ortada bize yapılan bir kötülük var, her birimizin zihninde kol geziyor: Sanayi Devrimi başlarken Osmanlı devletinde bazı gazetecilerin, din adamlarının ortaya çıkıp “Bakın fabrikalar kuracaklar!”, “İnsanların yaptığı işleri makinalara yaptıracaklar!”, “Milletin elindeki hammaddeyi satın alıp üç beş katına tüm dünyaya satacaklar!” “Aman… Aman… Aman.. Dikkat!” dediğini hayal edin. Bu kendi milletimizi geride bırakmanın, yarına hazırlamamanın, geleceğe taşıyamamanın ilk adımıdır.

 

Basılı para kaybolacakmış. Dünya yeni bir düzene geçecekmiş. Üniversiteler evden eğitim verecekmiş. Evet, bunların hepsi olacak. Peki senin derdin ne kuzum? Bunları engellemek mi istiyorsun yoksa kendi gençliğini o dünyaya hazırlamak için bir planın, gündemin var mı? Bir cümle olsun bu gündemden bahis açıyor musun? Teklif sunuyor musun? “Aman ha şeytan işidir, alma cep telefonu” diyen dedelerimiz bile artık cep telefonu sahibi. Benim bilmediğim bir çok uygulamayı indirip dünya seyahati yapan analarımız babalarımız var. Peki siz “Aman ha… Aman ha…” demeye nereye kadar devam edeceksiniz?

 

Kıymetli arkadaşlar,

Sakin olunuz, özellikle üniversiteli kardeşlerim. “Bu virüs dünyayı çok değiştirecek, AB dağılacak, yönetim modelleri değişecek” diye üst perdeden konuşanlara itibar etmeyin. İngiltere’nin Brexit’i yaptığı gün AB’nin dağılacağını görmeyip bu virüs sebebiyle dağılacağını söyleyen biri varsa kapatın sesini. Dünya çok değişecek, değişiyor, buna inanın, emin olun. Bu virüsü birkaç ay sonra geride bırakmış olacağız inşallah, ama dünya gelişen teknolojiler ile hızla değişecek. Bizim konumuz virüs olacaksa yapacağımız ve endişe edeceğimiz şey basit: birbirimizin sağlığını düşünmek, virüs sebebiyle işini kaybeden dostlarımıza olabiliyorsak destek olmak, yaşlılarımızın yardımına koşmak. Virüsten kurtulduğumuz günlerde yeni dünyaya milletçe nasıl hazırlanacağımıza kafa yorarız.

 

Bir vakit unutun şu meşhur büyük ailelerin oyunlarını, saçma sapan komplo teorilerini, dünyanın normal gündemi olan meseleleri kendi popülaritesi için kullanan yorumcuların sözlerini…

 

Türk’ün ömrü nizam-ı alem üzeredir. O nizamı kuvvetliyse kurmayı da bilir, değilse kimliğini kaybetmeden uymayı da. Ömrü dünyayı sömüren milletler ve ailelerle savaşmakla geçmiş bir milleti, teknolojiden, bilimden, yeni dünyadan uzakta tutmaya kalkmasın hiç kimse.

 

Allah hepinize sağlık versin.



Kapat