5 Mayıs 1960- Ankara Kızılay Meydanı’nda üniversite gençliği büyük bir protesto gösterisi düzenledi. Göstericilere hitap etmek isteyen Menderes âdeta itilip kakıldı.
21 Mayıs 1960- Harp Okulu öğrencileri Zafer Anıtı’na kadar sessiz bir yürüyüş yaptı. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı haberleşmeye sansür koydu, 5 kişinin bir araya gelerek dolaşmasını yasakladı.
27 Mayıs 1960- “Ordu” yönetime el koydu!
16 Mart 1978- İstanbul Üniversitesi’nden çıkan sol görüşlü kalabalık bir öğrenci grubunun üzerine bomba atıldı, otomatik silahlarla ateş açıldı. 7 öğrenci öldü, 47 kişi yaralandı.
19 Aralık 1978- Kahramanmaraş’ta Çiçek Sineması’na bomba atılması olayının sol görüşlü gruplar tarafından gerçekleştirildiği haberinin yayılmasıyla ayaklanan sağcı ve ülkücü gruplar, solcularla çatıştı. 100’den fazla vatandaş öldü.
12 Eylül 1980- “Ordu” yönetime el koydu!
Onlar ne için savaştığını, neyi yıkıp neyi kuracağını bilmeyen, kendilerini kullanan gizli eller tarafından “sokağa dökülen” dramatik gençlikti. Karanlıkta kör dövüşüne tutuşup gözlerini cezaevi koğuşlarında, hücrelerde, işkencehanelerde açtılar. Koca bir toplum, “faşizm ve komünizm öcüsü” ile “düzene dizayn” edildi. Sonunda her iki tarafı da “yere çaldılar.”
Peki dökülen kandan ve karışan sokaklardan beslenenler kimdi? “Karıştır, böl, yönet” direktifi nereden geliyordu? Yakın tarihin bu cesur okuması, o dönemi yaşayanların itiraflarıyla büyük resmi gözler önüne seriyor.